turk news

Alman Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, Federal Basın Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, Merkel'in 22 Mayıs Pazar günü, 23 ve 24 Mayıs'ta düzenlenecek Dünya İnsani Zirvesi'ne katılmak amacıyla İstanbul'a gideceğini ve zirve çerçevesinde pazartesi günü Cumhurbaşkanı Erdoğan'la ikili bir görüşme yapacağını söyledi.

Görüşmede sığınmacılarla ilgili konuların ağırlıklı ele alınacağını belirten Seibert, Merkel'in Türkiye'de bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle de bir araya geleceğini ifade etti.

Seibert, Merkel'in AK Parti genel başkanlığına aday gösterilen Binali Yıldırım ile de görüşüp görüşmeyeceğinin sorulması üzerine de böyle bir görüşmenin öngörülmediğini kaydetti.

"Toplumdaki grupların parlamentoda temsil edilebilmesi gerekir"

Seibert, TBMM'nin milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırma kararını nasıl karşıladıkları sorusuna şu yanıtı verdi:

"Her demokrasinin istikrarı için tüm toplumdaki grupların parlamentoda temsil edilebilmesi gerekir. Tüm bunlar, büyük ihtimalle Başbakan'ın Uluslararası İnsani Zirve kapsamında Türkiye Cumhurbaşkanı ile konuşacağı konular arasında yer alacaktır."

TBMM kararının Türkiye'nin AB üyelik çabalarını tehlikeye atıp atmayacağı şeklindeki soru üzerine de Seibert, Türkiye ile AB arasındaki müzakerelerin uzun zamandan beri "sonucu açık bir şekilde" sürdürüldüğünü ve Başbakan Merkel'in her zaman mevcut anlaşmalara bağlı kalacağını söylediğini hatırlatarak, AB ülkelerinin tutumlarını Türkiye'deki gelişmelere göre belirleyeceğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şu anda parlamentoda dokunulmazlıkla ilgili bir oylama yapılıyor. Bu tarihi oylamada, benim milletim bu ülkede suçlu olan parlamenterleri bu parlamentoda görmek istemiyor. Hele hele bölcü terör örgütünün desteklediklerini bu parlamentoda görmek istemiyor." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Rize'de vatandaşlara hitap etti. 

TBMM Genel Kurulu'nda, hakkında dosya bulunan milletvekillerinin yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin anayasa değişikliği teklifi 376 oyla kabul edilerek, yasalaştı.

Van'ın Gürpınar ilçesinde terör örgütü mensuplarıyla çıkan çatışmada şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Özgür Kara ile Mardin'in Nusaybin ilçesindeki operasyonda şehit düşen Piyade Astsubay Üstçavuş Erhan Yıldırım göz yaşları arasında son yolculuklarına uğurlandı.

Şehitler Kara ve Yıldırım için Kocatepe Camisi'nde cuma namazının ardından cenaze töreni düzenlendi. Törene şehit aileleri ve yakınlarının yanı sıra, AK Parti Genel Başkan adayı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz, kuvvet komutanları ve vatandaşlar katıldı.

Tören alanında Kılıçdaroğlu'na tepki gösterildi Tören geçişinin yapılacağı sırada bazı vatandaşlar, "Ne yüzle buraya geliyorsun Kılıçdaroğlu" diye bağırarak CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na tepki gösterdi. Bazı vatandaşlar ise Kılıçdaroğlu'nun üzerine yürümeye çalıştı. Korumaların ve görevlilerin araya girmesinin ardından Kılıçdaorğlu, tören geçişinin yapılacağı alana geçti. Kılıçdaoğlu, burada Binalı Yıldırım'ın yanında yer aldı.

Kılıçdaroğlu'na yumurta atıldı

Tören geçişinin sona ermesinin ardından Kılıçdaroğlu'na bazı vatandaşların tepkisi sürdü.

Terör olaylarının yaşanmasından Kılıçdaroğlu'nun sorumlu olduğunu ileri süren bazı vatandaşlar, Kılıçdaroğlu'na yumurta attı. Atılan yumurtalar Kılıçdaroğlu ve üç korumasına isabet etti.

Korumalar tarafından hızla alandan uzaklaştırılmaya çalışan Kılıçdaroğlu, ara bir sokağa yönlendirildi. Alandan uzaklaşmak için yürüdüğü sırada açıklama yapan Kılıçdaroğlu, "Şehitler bizim şehidimizdir. O şehitlere sahip çıkmak her vatanseverin görevidir. Kimse bizi şehit cenazelerine gitmekten engelleyemeyecektir. Ankara Büyükşehirden militanları toplayıp buraya taşımak, her şeyden önce şehitlere ve ailelerine saygısızlıktır. Bizim onlara boyun eğeceğimizi sanıyorlar. Kim olurlarsa olsunlar onlar ülkelerini seviyor, biz de seviyoruz ülkemizi. Sonuna kadar ülkemizin, şehitlerimizin haklarını savunacağız." değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu, daha sonra bulunduğu alana gelen makam aracına binerek ayrıldı. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, özel uçak "ATA" ile saat 11.25'te Trabzon'a geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Trabzon Havalimanı'nda, Trabzon Valisi Abdil Celil Öz, Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu ve diğer yetkililer karşıladı.

Çok sayıda vatandaş da ellerinde Türk bayraklarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı karşılamak üzere havalimanında hazır bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan da Trabzon'a geldi.

Diyarbakır'ın Dürümlü mezrasında PKK'lı teröristlerce 15 tonluk patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu 16 kişinin yaşamını yitirdiği, 23 kişinin yaralandığı hain saldırı sonrası bölücü terör örgütünün etkin konumdaki iki sözde sorumlusu arasında geçen telsiz konuşmaları, köylülerin kahramanlığını, teröristlerin ise "acımasızlığını" gözler önüne serdi.

Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, terör örgütünün sözde kuzey alanı sorumlusu, "Rezzan" kod adlı terörist ile sözde orta saha sorumlusu, "Aliser" kod adlı terörist, Dürümlü'deki patlamadan kısa süre sonra telsiz konuşması yaptı.

Telsiz konuşmaları, olaydan sonra haber alınamayan teröristlerin, diğer terör örgütü mensuplarıyla irtibat kurduğunu deşifre etti.

Teröristlerin telsiz konuşmalarında şu diyaloglar yaşandı:

Rezzan: Arkadaşların durumları nasıl?

Aliser: Arkadaşlar iyiler, genel iyidir.

Rezzan: İyi mi?

Aliser: Hani bu olayda kopan arkadaş vardı ya, o arkadaşlara ulaştı, sağlamdır.

Teröristler arasında olayın gerçekleştiği köyün sakinlerinin devleti sevdiği ve terör örgütünü desteklemediği yönündeki konuşmalar dikkati çekti.

Söz konusu diyaloglar şöyle:

Rezzan: O olay nasıl olmuş? Tam anlamadım. O nedir, ne olmuş? (Kahkaha ile gülüyor)

Aliser: Biz de tam bilgi alamadık, arkadaşlardan.

Rezzan: Peki bu köy vatansever mi?

Aliser: Bahsettiklerine göre vatansever değil, T.C. yanlısıdır. Allah hepsinin belasını versin.

Köylüler kahramanca karşı koyuyor

Telsiz konuşmasında hain saldırı sırasında köylülerin, bomba yüklü kamyonun gitmesine engel olduğu, bu nedenle teröristlerin kendilerini kurtaramadığı, ayrıca köy sakinlerinin araca ateş açtığı yönünde bilgi geldiği şeklinde ifadeler de yer aldı.

"O patlayıcı ile biz şehirde stratejik eylem yapacaktık"

"Aliser" kod adlı teröristin, "Yani arkadaşlar diyor ki: 'Biz arkadaşız, dostunuzuz' diyorlar. 'Sizdeniz, özgürlüğünüz için, sizin için eylem yapıyoruz.' diyorlar. Köylüler, küfür ediyor, vazgeçmiyorlar. Arkadaşların kendisinden tam bilgi alamadık, çok bahsediliyor, silahla aracı falan vurmuşlar. 'Araç patlayabilir.' diye bizim arkadaşlar, atlayıp uzaklaşmaya çalışıyorlar." sözleri üzerine sürekli kahkahalar atarak konuşan "Rezzan" kod adlı terörist, "Ama arkadaş, yani nasıl ya? 6-7 tane araba yok. 15-20 tane insan kaybolmuş. Nasıl kaybolmuşlar ya. Bu ne biçim şeydir ya? Belalarını bulmuşlar, o kadar patlayıcıyla belki toz olmuşlardır." karşılığını veriyor.

Aynı terörist, "O köyle daha işimiz bitmedi. O patlayıcı ile biz şehirde stratejik eylem yapacaktık. Çok kötü, çok kötü oldu." diyerek örgütün amacını da ortaya koydu.

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Fuat Oktay, 23 ve 24 Mayıs'ta İstanbul'da gerçekleştirilecek "Dünya İnsani Zirvesi"ne ilişkin açıklamalarda bulundu.

"AFAD ile yardım yapılan ülke konumundan, dünyanın her ülkesine yardımda bulunan ülke konumuna geldik." ifadesini kullanan Oktay, son dönemde sel, kıtlık, kuraklık, yangın, iç karışıklık gibi nedenlerle 5 kıtadaki 51 ülkeye insani yardım yaptıklarını söyledi.

Oktay, afet yaşanan ülkelerde arama kurtarma çalışmalarına katıldıklarını, bu alanda Türkiye'nin dünyada en başarılı ülkeler arasına girdiğini belirtti.

Türkiye'nin 2012, 2013 ve 2014'te en fazla insani yardım yapan üçüncü ülke durumunda bulunduğunu kaydeden Oktay, gayri safi milli hasıla bazında ise 2013'te yüzde 0,21'lik payla en cömert ülke olunduğunu dile getirdi.

Oktay, uluslararası iş birlikleri ve yardım faaliyetlerinin, Birleşmiş Milletler tarafından bu yıl ilki düzenlenecek "Dünya İnsani Zirvesi" organizasyonuna İstanbul'un ev sahipliği yapması sonucunu doğurduğuna işaret etti.

Dünyada ilk kez gerçekleştirilecek zirvenin önemine değinen Oktay, "Dünyanın bundan sonraki insani yardım stratejilerinin ve politikalarının belirleneceği zirvede, Suriye krizinde uluslararası yük paylaşımı yapılması, sürdürülebilir uluslararası yardım sistemi kurulması ve açık kapı politikamızın tüm ülkelerce benimsenmesi konularını gündeme taşıyacağız." diye konuştu.

Zirveye, BM üyesi ülkelerden resmi heyetlerin yanı sıra uluslararası ve bölgesel örgüt yetkilileri, parlamenterler, sivil toplum mensupları, akademisyenler, medya mensupları, özel sektör, gençlik ve krizden etkilenen kesimleri de kapsayan çok paydaşlı katılım sağlanacak.

TBMM Genel Kurulu'nda, hakkında dosya bulunan milletvekillerinin yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin anayasa değişikliği teklifinin görüşmelerinin 2. turunda, 1. madde 373 oyla kabul edildi.

Mardin'in Nusaybin ilçesinde terör örgütü PKK mensuplarına yönelik operasyonda şehit olan Piyade Astsubay Üstçavuş Erhan Yıldırım ile Piyade Uzman Çavuşlar Hasan Basri Tek ve Hasan Kahraman için tören düzenlendi.

70. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığındaki törende şehitlerin Türk bayrağına sarılı cenazeleri, katafalka konularak, öz geçmişleri okundu ve dua edildi.

Hava Savunma Yarbay Kubilay Karadeniz, yaptığı konuşmada, milletin birliği ve beraberliği, vatanın bölünmez bütünlüğü için binlerce şehit verildiğini belirterek, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ülkeyi muhafaza etme kararından asla vazgeçmeyeceğini söyledi.

Mardin Müftü Vekili İsmail Ünal'ın okuduğu duanın ardından, şehit Yıldırım'ın naaşı Ankara'ya, şehit Tek'in cenazesi Afyonkarahisar'a, şehit Kahraman'ın naaşı da Eskişehir'e gönderildi.

Törene şehitlerle aynı saldırıda yaralanan silah arkadaşları, Vali Ömer Faruk Koçak, 7. Kolordu Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz, Kayseri 1. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Aydoğan Aydın, Mardin Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Özel, İl Jandarma Alay Komutanı Albay Alaaddin Karsavuran ve İl Emniyet Müdürü Lütfullah Uğur Pekcan ile bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

Dün, Nusaybin ilçesinde terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonda Yıldırım, Tek ve Kahraman şehit olmuş, 7 asker yaralanmıştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla, gençlerin uyuşturucu batağına düşmesinin önüne geçmek için kurulan narkotim ekipleri, Adana'da nano teknoloji kıyafetle sokakta uyuşturucuyla mücadeleye başladı.Narkotim ekiplerinin kurulmasıyla birlikte Adana'da "torbacı" diye tabir edilen sokak satıcılarına göz açtırılmıyor.

Adana Emniyet Müdürlüğü Uyuşturucuyla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne bağlı narkotim ekipleri 2016 yılının ilk 5.5 ayında yapılan uyuşturucu operasyonlarında 915 sokak satıcısını yakaladı, bunların 650'si tutuklandı.

Sokakları uyuşturucudan ve zehir tacirlerinden temizlemek için aralıksız çalışma yapan narkotim ekipleri gençlerin zehirlenmesinin önüne geçmek için bu kez de son teknolojiyle donatılmış motosiklet ve nano teknoloji kıyafetlerle uyuşturucuyla mücadeleye başladı.

Narkotim ekipleri Adana'da okullar bölgesinde dışarıdan gelip öğrencileri uyuşturucu satmak isteyenlerin önüne geçmek için uygulama yaptı. Polis nano teknoloji kıyafetleri ve yeni motosikletleriyle okul önünde bekleyen vatandaşlara kimlik sorgusu yapıp onların üzerinde arama yaptı. Yapılan aramada bir kişinin üzerinden bıçak çıktı. 

Ekipler, park ve okul önlerindeki uygulamaları aralıksız sürdürüyor.  

Muğla ve Denizli'de "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY)" yönelik operasyonda gözaltına alınan 14 şüpheli adliyeye sevk edildi.

Muğla Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan zanlıların emniyetteki işlemleri tamamlandı.

Şüpheliler, Muğla Sıtkı Koçman Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki sağlık kontrolünün ardından Muğla Adliyesine sevk edildi.

Muğla Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında kent merkezi ve ilçelerinde FETÖ/PDY'nin deşifre edilmesi amacıyla gerçekleştirilen çalışmalar kapsamında "suç işlemek için örgüt kurma, örgüte üye olma ve finansal destek sağlama, milli, dini ve insani duyguları istismar etme suretiyle 'himmet' adı altında yardım toplama" iddialarına ilişkin Muğla ve Denizli'de belirlenen adreslere eş zamanlı operasyon düzenlenmiş, 14 şüpheli gözaltına alınmıştı.

İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik operasyonda gözaltına alınan, aralarında örgütün "okullar ve dershaneler Türkiye sorumlusu" olduğu ileri sürülen, FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen'in yeğeni Mehmet Mezher Gülen ve bir teğmenin de bulunduğu 9'u kadın 31 şüpheli adliyeye sevk edildi.

İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Okan Bato'nun yürüttüğü soruşturma kapsamında, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince gözaltına alınan 32 zanlının emniyetteki işlemleri tamamlandı. Bir şüpheli, emniyetteki ifadesinin ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldı.

Aralarında örgütün "okullar ve dershaneler Türkiye sorumlusu" olduğu ileri sürülen, FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen'in yeğeni Mehmet Mezher Gülen ile İstanbul'da görevli teğmenin de bulunduğu 9'u kadın 31 şüpheli, "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "terör örgütü adına faliyet yürütmek" ve "terör örgütüne finans sağlamak" suçlamasıyla İzmir Adliyesine sevk edildi.

FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen'in yeğeni Mehmet Mezher Gülen'in, adliyeye götürülüşü sırasında gazetecilere gülümseyerek, "Arkadaşlar, özlemişsiniz bizi herhalde, kolay gelsin." dediği duyuldu.

Şüphelilerden Teğmen M.A.T'nin ise gözaltında tutulduğu Gaizon Komutanlığı nezaretinden adliyeye sevk edildiği öğrenildi.

İzmir'de 17 Mayıs'ta 73 adrese düzenlenen eş zamanlı operasyonda 32 kişi gözaltına alınmıştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin 2. Olağanüstü Kongresi'nin yapılacağı 22 Mayıs akşamı yeni başbakanı süratle görevlendirip, yeni kabinenin oluşturulmasına imkan vereceğini söyledi.

Erdoğan, bir televizyon yayınında, "Gençlerle Büyük Buluşma" programına katıldı.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen programda gençlerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ın AK Parti Genel Başkan adayı gösterilmesine ilişkin bir soruyu yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

"Görünen o ki bu olağanüstü genel kurula temayül tek adayla gitme istikametinde. O da yüzde 81-82 oranında bir bütünleşmeyi gösteriyor. Böylece pazar günü yapılacak kongreyle de genel kurul, tüm delegeler, artık oradaki adayla ilgili kararını verecektir ve pazar akşamı da artık gerek partimizin diyeceğim çünkü kurucu genel başkanı olduğum için bunu söyleyebiliyorum, genel başbakanı belli olacaktır. Bunun yanında da tabii aynı şekilde bundan sonraki sürece yönelik 'Başbakan kim olacak?' sorusunun cevabı da tabii o gün öyle zannediyorum ki Başbakanımız Ahmet Bey istifasını verecektir. İstifayı verdikten sonra, ben de geciktirmeyi düşünmüyorum, hemen o akşam o gece yeni başbakanı görevlendirip, süratle kabinesini oluşturma imkanını verelim istiyorum." 

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek üzere Külliye'ye gitti. Veda ziyareti kapsamında gerçekleşen görüşme basına kapalı olarak gerçekleşti.

İzmir'de, "silahlı terör örgütüne üye olma", "kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği", "görevi kötüye kullanma" iddialarıyla ilgili "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY)" yönelik hazırlanan iddianame, mahkemece kabul edildi.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosundan Sorumlu Başsavcı Vekili Okan Bato'nun FETÖ/PDY'ye ilişkin hazırladığı 71 sayfalık iddianame, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

İddianamede, aralarında eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Fatih Acar, eski Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İzmir İl Müdürü Engin Bilgili ve eski Şifa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Ateş'in de bulunduğu 11 tutuksuz sanığa, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ilgili maddeleri kapsamında, "terör örgütü üyesi olmak, görevi kötüye kullanma, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, suç işlemek amacıyla örgüt kurma" gibi suçlamalar yöneltiliyor.

40 dönümlük yeri aylık 30 bin liraya kiralamışlar

İddianamede, Türkiye Tabipler Vakfının, FETÖ/PDY’yle bağlantısı olan Şifa Üniversitesi Hastanesinin sahibi olduğu, bir şirketin satılarak parasının gayriresmi yollardan vakıf yöneticilerine ulaştırıldığı, hem devletin vergi yönünden zarara uğratıldığı hem de vakfın, kanunsuz işlemleri için daha önceden harcadığı paraların açığının kapatılmasında kullanıldığı öne sürüldü. Ayrıca vakfın, kamuya hizmet eder gibi görünüp FETÖ/PDY’nin zenginleşmesine hizmet ettiği, vakfın kanunsuz işlerinin örgütün Ege/İzmir Sorumlusu Bekir Baz emrinde olan dönemin Şifa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Ateş ve yardımcıları tarafından yapıldığı, Ateş’in ayda bir kez Fetullah Gülen’i görmeye gittiğine dair gelen ihbar üzerine soruşturmanın başlatıldığı bilgisine yer verildi.

Buca ilçesindeki SGK’ya ait yaklaşık 40 dönümlük gayrimenkulün Şifa Üniversitesine 10 yıllığına aylık 30 bin lira bedelle kiralandığı, kira tespiti aşamasında usulsüzlükler olduğunun tespit edildiğinin ileri sürüldüğü iddianamede, "Bahse konu hastanenin bulunduğu Menderes Caddesi üzerindeki emlakçılar ve esnaf ile yapılan görüşmelerde, bu yerin Buca ilçesinin en gözde yerinde bulunduğu, dolayısıyla kira bedelinin yüksek olması gerektiği ve takdir değerinin yapılamayacağını belirtmişlerdir. Çevredeki gayrimenkulün metrekare ve fiyatları üzerinde gerçekleştirilen ortalama hesapla bahse konu yerin bir aylık kira bedelinin, 2012 yılında 200 bin ila 250 bin lira, 2014 yılında ise 300 bin ila 350 bin lira arasında olması gerektiği değerlendirilmiştir." ifadeleri yer aldı.